Deneyim Aktarımı: Basiretsiz bir tüccara zamlar nasıl geri aldırılır? – Kıvılcım Çolak

“Zamanı değil susmanın!

      Göreceksin nice çiçeklerin dirildiğini, nice korkuların

dağıldığını yüzlerden; gelip de bir kavşağa dirençsiz mi kal-

mışlar, güç katacak nice insana – boşalınca dudaklarının 

arasından, göğsünün içinde tuttuğun hava.

      Yükle o soluğu ey suskun!

      Geliştir sınırlarını, varacağı yönleri genişlet, büyüt yeni

bir gökyüzü kadar. Döndüreceği yeni kanatlar eklensin değirmenlere, yeni yataklar bulunsun ırmakların akacağı, yeni dallar yaratsın kavgadaki ağaç, kırdaki bekleyiş 

yeni anlamlar edinsin.” 

Kemal ÖZER/ ZAMANI DEĞİL

Yaşamsal ihtiyaçlarımıza durmadan zamların geldiği, yatay geçiş başvurularının ve yaz okulunda derslere girdiğimiz bir 8 ağustosgünü yani 8 Ağustos 2022 tarihinde Doğuş Üniversitesi’nde zamlar açıklandı. Sisteme girdiğimizde %250-%300 zam ile karşılaştık. Hemen sonrasında sınıf ve kulüp gruplarımıza okul ücretlerini şikayet adı ile kurulmuş WhatsApp grubu davet linkleri gelmeye başladı. Bu gruplarda ilk başta sadece yöneticiler konuşabilir durumdaydı; öğrenciler olarak biz yönetici olan bir arkadaşa bu zammın geri alınması, %5 ve %10 taahhüdüne uyulmasını istiyorsak tepkimizi okulun önünde eylem yaparak göstermenin daha sağlıklı ve etkili olacağını anlattık ve grupta olan öğrenci arkadaşların da kabul etmesiyle ertesi gün, yani 9 Ağustos günü eylem yapmaya karar verdik. Eylem için hiçbir öğrenci arkadaşa sen bunu yap sen şunu yap denmeden arkadaşlarımız inisiyatif alarak basına haber verdi, sosyal medyada paylaşımlar yaptı, çalıştığı/ staj yaptığı iş yerinden izin alarak okula eyleme geldi.  

Önceden böyle bir deneyimi olmayan çoğu arkadaşımızın eyleme ilk kez katıldığı bir ortamda her şeyi neden yaptığımızı; forumu neden yaptığımızı, sürecin devamlılık istediğini, bu süreçte okul yönetiminin bize şirin görünmeye çalışacağına, öğrencilerden kendisine destek olanların çıkabileceğine, aynı zamanda bu kişilerin bizdenmiş gibi görünüp okula hizmet edeceğine kadar birçok şeyi anlatmaya çalıştık. İlk gün forum yapılırken bizim bir görüşme talebimiz olmamasına rağmen okul personeli, “Gelin sizi Rektör Yardımcısı ile görüştüreyim.” dedi.Biz de bunu orada öğrenci arkadaşlarla oylayıp yanımıza gelip sorularımızı yanıtlamasını istediğimizi söyledik ve bu kararımızı Rektör Yardımcısı’na iletmesi için gönüllü olan 3 öğrenci arkadaşımız Rektör Yardımcısı’nın yanına çıktılar. Bu sayede birçoğumuz Rektör Yardımcısı’nı yüz yüze ilk kez görmüş olduk. Eline mikrofonu alıp okulun websitesinde yapılan “yüksek zamları enflasyona, pandemi gibi nedenlere bağlayan” açıklamayı noktası virgülüne dokunmadan hiçbir öğrenci arkadaşın gözüne bakmadan okudu, unutmadan okulun çalışanlarının eline üstünde meyve suyu olan bir tepsi verip öğrencilere bu konuşma öncesi dağıttılar. Sorularımız olduğunu söylememize rağmen arkasındaki güvenlik ordusu ile odasına çekip gitti. Burada biz öğrenciler ile üniversite yönetimi arasında açılan uçurumu görmüştük. Doğuş Üniversitesi bizleri müşteri olarak görüyor ve zamlara dair açıklamasını hukuksuz olmasına rağmen bu saiklerle açıklıyordu. 12 Ağustos 13:00’te tekrar eylem yapmak üzere o gün dağılmış olduk.

Eylemin akşamına Doğuş öğrencileri olarak bir forum düzenledik. Forumda süreci hızlı ve daha sağlıklı yürütmek için seçilen komitedeki arkadaşları gruplarda yönetici yapmayarak grupları sadece yönetici yazabilir şekline getirerek iletişimi engellemeye çalıştılar. Fakat bu sorun da ilk gün bir arkadaşımızın Instagram’da eylemin canlı yayını için açılan sayfada yöneticilik almasıyla çözülmüş oldu. Kendi sınıf gruplarımıza yeni WhatsApp gruplarının linklerini gönderdik. 12 Ağustos eyleminden bir gün önce 11 Ağustos Perşembe günü okul tarafından aranarak 13.00 diye duyurulan eylem saatinin 15.00’e alınması istendi. Biz de duyurunun yapıldığını erteleme olmayacağını söyledik.  

11 Ağustos gece 00.00’da Öğrenci Konseyi tarafından her ne hikmetse bir anda 13.30 için eylem çağrısı geldi. 9 Ağustos’ta yapılan eylemin görüntüleri kullanılarak bu çağrının yapılması etkisini artırmıştı. 12 Ağustos Cuma günü okula eylemden önce gidince “Öğrenci” Konseyi üyeleriyle tanışmış olduk. Konsey başkan yardımcısının okuldan mezun ve okulda çalıştığı bir grup çıktı karşımıza. 9 Ağustos’ta yapılan eylemi yok sayıp bu bizim ilk eylemimiz diyen okulun marka değerinden bahseden bir açıklama yazmış olarak karşımıza geldiler. Onlara böyle bir açıklamanın doğru olmadığını okulun marka değeri diye bir şeyin olmayacağını, üniversitelerimizin şirket olmadığını anlattık. Anayasal ve demokratik hakkımızı kullandığımızı söyledik. Bu temelde anlaşırsak bizim açıklamamızdan sonra onların da okumasının öğrenci birliği için olumlu olacağını söyledik. Basın açıklaması sırasında açıklamayı okumaya başlayınca gerçek yüzleri ortaya çıktı. Açıklamayı okuttukları son sınıf mühendislik öğrencisi – aynı zamanda konsey üyesi- sonrasında bizlere gelerek “Hadi içeri girelim, tekrar açıklama yapacağız.” diyerek öğrencileri içeriye sokmaya çalıştı. Kavga etmek istercesine bizle sürtüşmeye başladı ve akşam da bir öğrenci arkadaşımıza canice arkadan saldırarak gerçek yüzünü göstermiş oldu. Aynı zamanda okulun içerisinde arkadaşımıza saldırması kimse tarafından kınanmadı. Hatta bizleri suçlu, her eylemde olduğu gibi terörist-provokatör ilan ettiler. 

Sonrasında aileleri dahil ettik sürece. Veli grupları kurduk.Onlar da bize destek için eylem çağrısında bulundular ve bu şekilde Doğuş Üniversitesi öğrencileri ve aileleri ortak eylem yapmış oldu. Hatta çalıştığı için eyleme gelemeyen öğrenci arkadaşların ailesinin eyleme geldiğini ve çocukları için nasıl direndiğini görmüş olduk. Eylem sonrası aileler okul tarihinde ilk kez temsili falan da değil hep birlikte rektörle odasında görüşmüş oldular. Görüşme odasında oturacak yer kalmamasına rağmen okulun hiçbir amfisine veya dersliğine geçmeden o odada görüşme yapıldı. Bir kez daha bizi yıldırmaya çalıştılar. “Öğrenciler demokratik anayasal haklarını kulandılar biz buna karşı değiliz.” “Bir mütevelli heyeti YÖK ile görüşmeye gitti,Perşembe günü tekrar gelin, görüşelim.” gibi laflar eden okulun rektörü aileler kapıdan çıkar çıkmaz sözlerini unutup Perşembe günü olan görüşmeyi yalanlamaya kalktı. Eylemlere katılan tüm Doğuş Üniversitesi öğrencilerine ve hatta eylemler esnasında il dışında olduğu için hiç katılamayan arkadaşlarımız da dahil herkese soruşturma açtı. Yine yıldırmaya çalıştılar bizi, yılmadık. Perşembe günü ailelerle öğrenciler birlikte gittiğimizde görüşmeyi sağlamadılar. Toplu dilekçe vermemizi engellemeye çalıştılar. Bunun hukuka aykırı olduğunu anlatarak tartışa tartışa dilekçelerimizi hep birlikte vermiş olduk.

 O gün okulda yapılan forumda ailelerle dava açma kararı alındı. %5-%10 zammı kendimiz yapıp okulun IBAN’ına gönderme yoluna gitmeyi ve okul tarafından eksik para yatırma yüzünden kaydımız yenilenmeyince idare mahkemesine yürütmeyi durdurma talepli iptal davası açma yolu önerildi. Bu forumdan 1-2 gün sonra zammın %300 den %76.90’a indirildiği açıklandı ve bu şekilde ilk geri adımı atmış oldu okul. Biz de ilk kazanımımızı elde etmiş olduk. Bu esnada birkaç kişi hariç %5-%10 yatıran arkadaşlar 1 ay geç de olsa olması gereken miktarda, ücretin üstünde para yatırmadan okula başlamış oldu.  

Yazacaklar çok ama önümüzdeki süreçte ekonomik krizin ve zamların çok daha artarak üzerimize geleceği gözler önünde.Krizin faturası bizlere daha da kesilmeye devam edecek. Hiçbirimizin veya ailesinin maaşına eğitim ücretlerine yapılan zam oranında zam yapılmadı ve yapılmayacak. Bizlere çay kaşığı ile verip kepçe ile geri almak istiyorlar. Biz Doğuş Üniversitesi öğrencileri olarak bu zamlara karşı örgütlü bir şekilde direndik ve kazandık. Süreç boyunca yaşadıklarımızın tamamını anlatmaya sayfalar yetmez. Şunu unutmayalım: Örgütsüzsek köleyiz, örgütlüysek yenilmeyiz! 

Zamanı değil susmanın

Göreceksin nice çiçeklerin dirildiğini

nice korkuların dağıldığını…