Zeren’i kim öldürdü? – Eda Koçak

Zeren Ertaş, geçtiğimiz sene 25 Ekim’de kaldığı Aydın Güzelhisar Kız KYK yurdunda katledildi. Diğer öğrencilerle birlikte Zeren’in de içerisinde bulunduğu asansör yere çakıldı. Zeren kaybedildi, olaydan saatler sonra haber alabildiğimiz asansördeki diğer öğrenciler ise bu faciayı yaralı olarak atlattı. Gerek öğrenci eylemlilikleri gerek kamuoyunun anlık tepkilerine karşın yurt müdürü açığa alındı. Soruşturmada önce asansörün bakımını üstlenen firmanın yetkilisi Mustafa Büyükyapıcı, ardından asansör firması sahibi H. T. ve R. H. A. adlı mühendis, daha sonraki günlerde devam eden soruşturma kapsamında asansör firmasında görevli mühendis U. İ. de tutuklanmış; elektrik mühendisi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Geçtiğimiz günlerde soruşturma tamamlanıp, hazırlanan iddianame Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Tutuklu sanıklar asansör firmasının sahibi ve 3 mühendisin 3 yıldan 22,5 yıla kadar, tutuksuz sanık elektrik mühendisi için de 2 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede adı geçen sanıklar ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ ile suçlandılar. Olası kast yerine kusur ifade eden taksir suçlaması yöneltilmesi sanıkların daha düşük ceza alacağı anlamına geliyor. Öte yandan iddianamede ne KYK Yurt Müdürlüğünden ne de Gençlik ve Spor Bakanlığı bürokratlarından hiçbir yetkilinin ismi yok.

Zeren’in ardından tüm gözler bu ölümün asıl sorumluları olan Gençlik ve Spor Bakanlığına çevrilmişken Bakan Osman Aşkın Bak, yurtlara ilişkin inşa ettikleri intibanın yerle bir olacağı endişesine kapılarak birtakım ‘talihsiz’ yalanlar sıraladı. Bakan Bak, “Bakanlığın 830 farklı yurtta periyodik asansör bakım ve denetimlerini gerçekleştirdiğini, bakımların yapılmadığı bilgisinin asılsız olduğunu” söylerken olmayan siyasi itibarından başka bir şey düşünmüyordu elbette.

Bakan bunları sıralarken, Bakanlığın yurtlarda her ay yapılması gereken asansör bakım ve denetimlerine dair asıl yetkili ve sorumlu olduğunu, bu sorumluluğun yerine getirilmesi noktasında bir aksama olması dahilinde ise yetkili bakanlık bürokratlarına yönelik açık bir biçimde suç isnadı yapılabileceğini de bizzat itiraf etmiş oluyor.

Zeren Ertaş’ın ölümüne sebep olanlar bakım firması sahibi ve firmadaki mühendislerden ibaret değildir!

Her ay yapılması gereken periyodik bakım ve muayenelerden yurt yönetimi ve bakanlık yetkilileri sorumludur. Suç dahi olarak görülmeyen, bir kusurdan ve ihmalden ibaret olduğu izlenimi yaratılmak istenen bu ölümden Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkilileri sorumludur!

Bakanlığın çevirdiği siyasi rantın yanında bir de yerelde dönen ‘asansör rantı’na bakmak gerektiğini düşünüyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda asansör bakım ve denetimleri meslek odalarından alındı, kâr amacı güden özel firmalar denetim ve onay merci olarak belirlendi. Makina Mühendisleri Odasından teknik uzmanlar Aydın Güzelhisar Kız KYK ile ilgili olarak, asansörlerin bakımlarının aksatıldığını ve periyodik bakımlara özen gösterilmediğini aslında daha öncesinde de ifade etmişler. Kentteki asansör bakım ve onarımlardan Makina Mühendisleri Odası yetkiliyken, sözleşmesi devam etmesine rağmen 2020 yılında bu yetki ellerinden alınarak Efeler Belediyesi tarafından özel bir firmaya verildi. Belediye yetkilileri Zeren’in ölümünden ne derece sorumlu?

Belediyeler; asansörlerin tescili, ruhsatlandırılması ve periyodik muayenesi ile ilgili olarak görevlendirilen resmî kurumlardır. Elzem olan periyodik muayenelerin yerine getirilmemesi bilinen bir sorun olduğundan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından asansör muayeneleri için düzenleyici bir yönetmelik çıkartıldı. İlgili belediyeler ise yönetmelik gereğince muayene işlerini protokoller aracılığıyla özel firmalara yaptırabilir hale geldiler. İlçe genelinde 17 yıldır TMMOB’un inisiyatifinde olan asansör muayene yetkisi, 2020 yılında Efeler Belediyesince A tipi Muayene Kuruluşu olduğu iddia edilen AKREDİTEST Periyodik Kontrol Hizmetleri Limited Şirketi’ne verildi. Belediyeler asansör rantıyla yandaşlarını besliyor, yerelde tekelleşen firmalarla tüm ilçedeki asansörlerin bakım ve denetimi için anlaşıyor. Böylece kamusal olması gereken denetimler piyasaya eklemleniyor, eksikliği bir öğrencinin canına mâl olan ve kamusal bir hizmet olması gereken denetimler piyasanın insafına bırakılıyor!
Bununla birlikte birçok farklı kamu kurumundan ardı ardına ihale alan özel firmalar daha fazla çıkar ve kâr elde etmek için maaliyeti indirme çabasına girerek denetimleri eksik ve yetersiz yapıyor, kontrol-bakım-onarım kalitesinin esamesini okunmaz hale getiriyor.

Asansörler hizmete alındıktan sonra, yıllık ve aylık olarak farklı zaman aralıkları içerisinde periyodik bakım ve kontrole girmelidir. Bu noktada sorumluluğun belediyelerde olduğu kadar yurt yönetiminin ve bakımı yapan firmanın sorumluluğundadır. Aynı zamanda yurt yönetimi, asansörün güvenli bir şekilde çalışır tutulmasından ve kırmızı etiketli asansörleri çalıştırmamakla sorumludur. Yetkililer, denetimlerde tehlike arz ettiği belirlenen asansörlerin mühürlenerek kapatıldığını iddia ederken diğer yandan Aydın Güzelhisar KYK Yurdunda kalan öğrenci arkadaşlarımızın ısrarla gerek bakanlığa gerek yurt yönetimine asansörün sürekli olarak arızalandığına ve muayene edilmesi gerektiğine dair uyarılarda ve taleplerde bulunduklarını da biliyoruz.
Yurt müdürünün açığa alınması yetmez, hakkında soruşturma başlatılmalıdır. Yurt müdürü ve yönetimindeki diğer yetkili isimler asansör bakım ve denetim firması ile birlikte yargılanmalıdır. Bariz bir şekilde tespit edebildiğimiz bu suç isnadına rağmen yurt yönetimindeki hiçbir yetkili kişi soruşturmaya dahil bile edilmiyor, el birliğiyle Zeren’i katledenlere dair hiçbir husus iddianamede yer bulmuyor.

Bizler biliyoruz ki Zeren’in ölümünün sebebi ne bir kaza ne de tekil bir ihmaldi!
Devletin bakanlığı ve sermaye, öğrenci gençliğin üzerine açtıkları bu rant alanı olan yurtlarda canımızı hiçe saymaktan çekinmiyor. Bir öğrenciyi kaldığı yurtta katleden bakanlık bürokratları hakkında soruşturma dahi yürütülmüyor, hukuk ve iktidar el birliğiyle Zeren’in katillerinin izini sürmemize engel oluyor.
Siyasal iktidar tarafından demografik bir fırsattan fazlası olarak görülmeyen, toplama kamplarından hallice yurtlarda balık istifi yığınlar hâline getirilen öğrenciler sermaye ve devletin kıskacından sıyrılacak, Zeren’in katillerinden hesabı gençlik soracak!

Rant peşinde koşup menfaat ve kârdan başka şey düşünmeyen, canımızı hiçe saymaktan geri durmayan; yerelde bakanlıkta, yurtta, ihale verdiğiniz yandaş şirketlerde sorumlu kim varsa hepsi yargılanacak!