Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Akbelen Ormanı’nda, Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılan maden sahasına karşı İkizköylüler ve çevrecilerin 7/24 çadırlı direnişi iki yıldır sürüyor. Bu direniş iki yıldır bölgedeki geniş çaplı 3 termik santralin kömür tedariği için kullanılan maden ocaklarının genişlemesini engelliyor. Bu genişleme yalnızca İkizköy’ü değil, civardaki 40 kadar köyü de bütünüyle yutacak şekilde etkiliyor. LİMAK’ın sahibi olduğu yalnızca Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri bile 2023 yılı başına kadar atmosfere 254 milyon ton karbon saldı. İşletme devam ettiği ve genişlediği sürece de karbon salınımı giderek artacak. Tüm bunlara rağmen Limak Holding yöneticileri her fırsatta kapsayıcılık, biyoçeşitlilik gibi yalanlarla kendi çalışmalarını övüyor, her tür yolla İkizköylülerin mücadelesinin üstünü kapamaya çalışıyorlar.
Bugün devlet ve Limak-İçtaş YK Holding işbirliği ile Akbelen Ormanları’nın talanına karşı çıkan birçok direnişçi, çevre köylerden insanlar kolluk kuvveti tarafından saldırıya uğradı. Ormanın bir kısmında ağaç katliamına başlandı. 7’den 70’e bu onurlu direnişe katılan birçok kişi gözaltına, alındı; saldırı esnasında ve sonrasında sıkılan biber gazından fenalık geçirenler oldu. Bu, Akbelen Ormanı için direnenlerin uğradığı ilk saldırı değil. Bugüne kadar defalarca kez kolluk güçleriyle karşı karşıya geldiler, darp ve gözaltılar yaşadılar, mahkeme süreçleri yürüttüler. Son mahkemede aralarından ceza alanlar oldu. Ormanların kesilmesi için hem şiddet hem de hukuki yolların her türlüsü denendi, defalarca kez alınan bilirkişi raporlarından çeşitli zamanlarda bilimsellikten uzak, taban tabana zıt raporlar elde edildi. Tüm bunlara rağmen direnişin yarattığı basınçla ağaçların kesilmesi engellendi, çok defa ağaç kesimi durduruldu.
Akbelen ormanları için direnen köylüler ülkenin en büyük maden şirketlerinden Limak-İçtaş Enerji ve onların yanında duran devlet ortaklığının karşısında 2 yıldır her türlü hukuksuzluk ve adaletsizliğe rağmen direnmekten vazgeçmiyorlar. Saldırılara karşı yaşamı ve doğayı savunmaya devam ediyorlar. Her hareketlerinde, devletin sermayeye teslim oluşunu gözler önüne seriyorlar.
Oysa biliyoruz, doğamızla bütünüz. Yaşamlarımızı, doğamızı, kuşların cıvıltısını bile size teslim etmeyeceğiz. Akbelen Ormanları bizim, Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz. Doğanın metalaştırılmasına karşı Akbelen Ormanları’nı ve onun sayısız direnişçilerini savunmaya devam edeceğiz.