İşçiler İçin Grev Neyse Öğrenciler İçin İşgal Odur – Çeviri

Geçtiğimiz Kasım ayında Sırbistan’ın Novi Sad kentinde 15 kişinin ölümüyle sonuçlanan tren istasyonu katliamının ardından ülke öğrencilerin öncülüğünde düzenlenen hayatı durdurma eylemleri ve üniversite işgalleriyle sarsılıyor. Gençlik Komiteleri Çeviri Kolektifi, Sırbistanlı öğrencilerin uluslararası eylem çağrısını ve Inicjatywa Pracownicza’nın eyleme katılan öğrencilerden Veljko Radic ile yaptığı röportajı çevirdi.


“Dünyanın Tüm Öğrencilerine Mektup
Bu bir acil eylem çağrısıdır !


Şu anda Sırbistan’da öğrenciler 80 fakülteden 62’sini işgal etti. Bu, 1968’den beri bölgede yaşanan en büyük öğrenci eylemi. İktidarın yıllardır uyguladığı baskı, şiddet ve yolsuzluğun sebep olduğu bir dizi trajik olayla fitili ateşlendi. Muhalefetin beceriksizliği ayyuka çıktığından öğrenciler olarak dizginleri ele aldık. Dersleri askıya aldık, tüm öğrenci temsilciliklerini dağıttık, genel meclis toplantıları düzenledik, oylamalar yaptık, çalışma grupları oluşturduk ve basınç yaratmaya başladık. Fakülte binalarına taşınarak günlük yaşama uyumlu hale getirdik. Mutfaklar, yatakhaneler, eczaneler, atölyeler, sinemalar ve öz-öğrenim odaları kurduk. Sadece üç haftada neredeyse Sırbistan’daki tüm üniversite binaları 7/24 öz örgütlenme merkezleri haline geldi. Yurttaşlardan tam destek görüyoruz, bağışlarıyla geçiniyoruz ve her geçen gün diğer savunmasız toplumsal gruplar da mücadelemize katılıyor.


Fakülte işgalleri, öğrenci öz örgütlülüğünün en radikal biçimlerinden biridir. İşgal dersleri ve sınavları askıya almak, akademisyenler ve idarenin desteğinden bağımsız olarak faaliyet göstermektir. Bu şekilde örgütlenmek hakkınız, üniversite özerkliği sayesinde doğrudan polis müdahalesinden de korunursunuz. Talepler karşılanana kadar fakülteler kapalı kalır. Üniversite faaliyetlerinin durması özünde devlet kurumları üzerinde baskı yaratır. İşçiler için grev neyse öğrenciler için işgal odur. Tarihsel olarak fakülte işgallerinin erişilebilir eğitim mücadelesinde ne kadar etkili olduğu sabit ancak bugün bunu daha geniş toplumsal sorunları göstermek için kullanmalıyız.

İşgalleri çalışma grupları aracılığıyla örgütlüyoruz. Çalışma grupları işgaldeki fakültede medya, strateji, halkla ilişkiler, güvenlik ve aktivite çalışmalarına katılmak isteyen herkese açık. Çalışma grupları fikir ve önerilerini genel meclis oturumlarında sunar. Genel meclis, fakültenin tüm öğrencilerine açık bir forumdur. Oturumlar aracılığıyla doğrudan demokrasi uyguluyoruz. Herkesin sesi eşit ve herkesin eylemlerin istikametine dair karar verme hakkı var.

Dünya çöküşün eşiğinde, demokrasi çuvallıyor ve geleceğimiz tehlikede. Dizginleri ele geçirmenin ve dünyanın gidişatını değiştirmenin tek yolu bu. İşgal için sayısız sebep var, sizin için en iyi olanı ancak siz bilirsiniz.

Bu mektubu çevirin ve paylaşın! Örgütlenin ve doğrudan demokrasi uygulamaya başlayın! Dünyanın tüm öğrencileri, işgale katılın!”


Sırbistan’da bugünlerde neler oluyor?


Veljko Radic: Yedi hafta önce Novi Sad tren istasyonunun yakın bir zamanda yenilenmiş çatısı çöktü ve 15 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenleri anmak için her gün 15 dakikalığına hayatı durdurma eylemleri yapılmaya başlandı. Bu eylemlerden birinde Belgrad Drama Sanatları Fakültesi’ndeki öğrenciler ve öğretim görevlileri faşistler tarafından saldırıya uğradı. Polis saldırganların kimliğini tespit edemeyince Belgrad Drama Sanatları Fakültesi öğrencileri suç duyurusunda bulunarak saldırganların bulunması talebiyle fakülteyi işgal etti. Daha sonra diğer üniversitelerden öğrenciler de tren istasyonunun yenilenmesine ilişkin belgelerin kamuoyuna sunulması, eylemlere katılan öğrencilere açılan tüm soruşturmaların geri çekilmesi ve üniversite bütçelerinin %20 arttırılması talebiyle rektörlük binalarını kuşattı. Kısa süre sonra tüm fakülteler aynı taleplerle işgallere başladı.


Neden işgale karar verdiniz?


Radic: Bence eylemleri bu kadar özel kılan şey, öğrencilerin yatay örgütlenmesi. Her fakültede herkesin istediğini söyleyebileceği, tartışmalar ve oylamalar yapılan, çoğu zaman da fikir birliğine varılan yerel bir plenum1 var. Ayrıca her fakültede medya, strateji, diğer fakültelerle iletişim, güvenlik, halkla ilişkiler ve işgal sırasındaki faaliyetler için çok sayıda çalışma grubu var. Yerel plenumlarda alınan her karar, her yerelin temsilcisinin katıldığı büyük bir temsilciler toplantısına iletiliyor. Böylelikle tüm üniversiteyi ilgilendiren kararlar alınıyor. Ayrıca siyasi partiler ve STK’larla her türlü işbirliği yasak. Ancak bu sistemi gözünüzde büyütmeyin, çoğu kişi temsilciler toplantısında tartışılan şeylerin gereksiz ve tekraren tartışıldığını düşünüyor. Eylemler büyük ölçüde “apolitik” ve “yolsuzluk karşıtı” olmasına rağmen yine de doğrudan demokrasi deneyiminin insanları radikalleştirebileceğini ve daha sol bir cephe yaratabileceğine inanıyorum.


Hedefleriniz ne?


Radic: Sanırım çoğu insan bu soruya sadece taleplerin karşılanmasını veya içten içe mevcut iktidar partisini yok etmek istediği cevabını verir. Kendim de dahil, bazılarımız eylemlerin insanları daha da radikalleştirmesini, diğer gruplarla bağ kurulmasını ve öğrenciler için daha iyi yaşam koşulları, lityum madenciliği karşıtlığı, Filistin’e destek ve İsrail’e silah sevkiyatının durdurulması gibi yeni talepler yaratabilmesini umuyoruz.


Planınız ne?


Radic: Dürüst olmak gerekirse işgaller başladığında ülkede olmadığımdan benim net bir planım yok. Yurtdışında geçirdiğim iki haftanın ardından ülkeye döndüğümde büyük bir şok yaşadım. Havada bir nevi devrimci ruh sezdim. Anti-kapitalist film gösterimleri veya okuma grupları başlatmayı düşündüm ancak fakültemde insanların buna ilgi duyacağından emin değildim. Dünkü plenumda birçok kişi anti-kapitalist olmanın bir tür akıl hastalığı olduğunu söyledi. Abartarak anlatıyorum tabii ama gerçekler de bundan çok uzak değil.


Drama Sanatları Fakültesi, tüm fakülteler tarafından imzalanacak ve uluslararası tüm öğrencilerle paylaşılacak, açıkça anti-kapitalist ve anarşist fikirler içeren bir mektup önerdi. Bu mektup tüm plenumlara gönderildi ve bizimkinde görüşülürken birkaç kişi mektubun siyasi rengi olduğunu, komünist olmadığımızı hatta mektupta dünyanın çöküşün eşiğinde olduğu ve demokrasinin çuvalladığı söylendiği için şizofrenik olduğunu bağırmaya başladı. Karşı argümanlara neredeyse hiç yer yoktu ve birkaç kişinin yorumu herkesin mektubun aptalca olduğunu düşünmesine sebep oldu. Daha sonra bu konuyla ilgili konuştuğum bazı insanlar -anti-kapitalist eğilimli olmalarına rağmen- mektubun utanç verici olduğunu ve halkın bizi aptal sanacağını söyledi. Mektubun utanç verici olduğunu düşünmüyorum, bence bu süreçte yaşanan en iyi şeylerden biri. Halkın bizi aptal sanıp sanmayacağını bilmiyorum, bu popülist mantıktan haz etmiyorum.

Diğer şehirlerdekiler de dahil tüm üniversitelerde yatay örgütlenmeyle büyük bir hareket yaratılması çok etkileyici. Bir ay önce kimse böyle bir şeyi tahmin edemezdi, bu durum dünyanın diğer yerlerindeki öğrencilere kendi sorunları konusunda güç verebilir. Hepimiz benzer sorunları yaşıyoruz. Neoliberalizm yüzünden eğitim çok pahalı, bir sürü öğrenci okurken part-time çalışmak zorunda kalıyor, harçlar çok pahalı, yurt genelde yok, aynı şekilde kantinler de… Ayrıca İsrail’in soykırımına silah sevkiyatı, iklim değişikliği gibi diğer büyük sorunlar da var… Sanırım birçok insan bu eylemlerin diğer mücadelelerle ilişkili olmadığını, bunların herkesi birleştiren ahlaki meseleler olduğunu düşünüyor. Ne yazık ki, belki de vuku bulmalarının nedeni budur. Belki de bu sebeple buradan herhangi bir anti-kapitalist cephe çıkmasını bekleyemeyiz. Ancak mektubun birkaç fakültede kabul gördüğünü göz önünde bulundurursak durumun her yerde aynı olmadığını söyleyebiliriz.


Sırbistan’da öğrencilik hayatı nasıl? Yaşam, barınma vb. şeyler için ne kadar
ödüyorsunuz? Yurtlar kaç kişilik? Ne kadara mal oluyor?


Radic: Yabancı öğrencilere Sırbistan’daki öğrencilik koşullarından bahsettiğimde ütopyada yaşadığımızı söylüyorlar. Evet, Yugoslavya’dan miras birçok harika şey var. Örneğin yurtlar ve kantinler oldukça ucuz, yurtlar aylık 30€ ve 3 öğün yemek 2€. Harçlar son dönemde korkunç seviyede artmaya başlasa da öğrencilerin yaklaşık %50’sinin harcı devlet tarafından karşılanıyor. Ancak bahsettiğim kantin ve yurt ücretleri sadece devlet desteği alan öğrenciler için geçerli, diğerleri 4 kat fazlasını ödüyor.


Devlet desteği alamayan öğrenciler için durum çok kötü. Neredeyse özel üniversite ücretleri gibi yıllık harç 2500€’ya kadar çıkabiliyor. İki yıl önce mimarlık öğrencileri harç zamlarına karşı büyük bir protesto düzenlemişti. Plenumları vardı, üniversiteyi kuşatmışlardı ancak hareket birkaç hafta sonra varlığını yitirdi. Yanılmıyorsam öğrenci meclisi desteğini çekince yavaş yavaş hareket bitmişti.

Yine devlet desteği alamıyorsanız, kalacak bir yer kiralamanız gerekir ki bunlar da çok pahalı. Aylık kirası yaklaşık 250€ olan özel yurtlar var. Aylık 120€ ödeyerek devlet yurdunda da kalabilirsiniz ancak devlet yurtlarında çok az kontenjan var. Tam verilere hakim değilim ama sanırım Belgradlı olmayan öğrencilerin %20’den fazlası yurtta kalamıyordur.


Üstüne üstlük üniversite yurtları hiç iyi koşullara sahip değil. Neredeyse hiçbir yurtta klima yok, yazın çok sıcak oluyor. Odalar çok küçük, sadece birkaç yatak sığıyor, hareket etmek ve eşyalar için çok az alan alan var, hostel gibi.


Öğrencileri kimler destekliyor?


Radic: Pazar günkü son eylemde sokaklarda 120 bin kişi vardı. Çoğu öğrenciydi ancak pek çok tarım işçisi, aktör, aktris de vardı. Ayrıca grevlere de katılan lise öğretmenleri ve
lise öğrencileri de vardı. Farklı geçmişlerden birçok insan her gün üniversitelere yiyecek
vb. ihtiyaç duyulan her şeyi bağışlıyor. Maalesef yerel bir neo-nazi grubu da aynı şeyi
yapıyor. Bunu engellemek çok zor çünkü size kimin bağış yaptığını bilmek imkansız.
Ayrıca bazı büyük şirketler de bize bağışta bulunuyor. Düşük ücretlerle işçi çalıştıran
kapitalistler “iyi bir şey yaptıklarını” göstermek için bu yolla reklam yapıyor.


Akademisyenler eylemlerinizi destekliyor mu?


Radic: Fakülteye göre değişiyor. Benim fakültemde akademisyenler eylemleri ve taleplerimizi destekliyor ama başta desteklemiyorlardı. Bazı diğer fakültelerde hocalar desteklemiyor, fakülteyi işgal eden öğrenciler idarenin ve hocaların binaya girmesine izin vermiyor.

  1. plenum: meclis üyelerinin hepsinin hazır bulunduğu toplantı ↩︎