Grevi destekleyen Fransız öğrenciler konuştu

*World Socialist Web Site’dan alınmıştır.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un emeklilik reformunu dayatacağını açıklamasından sonra, cuma günü de Fransa’da protestolar devam etti. Perşembe günkü polis saldırısında 400’e yakın kişi gözaltına alınmıştı. Protestolar, rafineri, liman ve enerji santralleri de dahil olmak üzere Fransa’nın en kritik endüstrilerinde artan sayıda grevlerle birleşti. Cuma sabahı Paris 1, Paris 3 ve Paris Cité Üniversite’sinden öğrenciler, İçişleri Bakanı Gérald Darmanin’in başkent genelinde temizlik işçileri için réquisition (işçilere kamu hizmetine geri dönmeleri için uyarı kararnamesi) çıkaracağını açıklamasının ardından Tolbiac kampüsünde temizlik işçilerine destek eylemi düzenledi.

İşçiler, Macron’un emeklilik reformuna karşı 7 Mart’ta greve başlayarak başkentte çöp toplamayı bir buçuk hafta bıraktı. Atık imha işçileri de 7 Mart’tan beri Le Havre’da grevde. Öğrenciler de grevdeki işçileri desteklemek için Ivry-Sur-Seine’deki çöp yakma fırınına gitti. 

Perşembe sabahı Ivry-Sur-Seine’deki bir hangarda Fransız askeri personelinin çöp kamyonlarına erişim sağlaması için bir grup grev gözcüsü polis saldırısına uğradı, biber gazıyla dağıtıldı.

Polis grev gözcülerine saldırmasının ardından, beş öğrenciyi gözaltına aldı, öğrenciler cuma gününden beri hala gözaltında. Yüzlerce kişi, beş öğrencinin serbest bırakılması talebiyle 1.Bölge Komiserliği önünde toplandı.

Tolbiac kampüsü yakınlarında, grevdeki işçileri savunan ve eyleme yönelik polisin şiddetinin kurbanı olan Jonas ve Lisa ile konuştuk.

Paris Cité Üniversitesi’nden Jonas, “Amfilere eyleme çağrı yapan öğrenciler geldiğinde sınıftaydım. Birkaç amfi anında ayağa kalktı ve sonra diğer amfileri ayağa kaldırmaya gittik. Gidip haklarında kararname çıkarılan işçilere yardım etmeyi planladık. Kartopu etkisiyle hepimiz orada toplanan diğer öğrencilere katılmak için Tolbiac’a [üniversiteye] doğru yürümeye başladık.”

“Okula yaklaştığımızda polis birçoğumuzu biber gazına boğdu. Daha sonra bir süre orada kaldık ve birkaç dakika sonra tekrar gazlandık. Direndik ve geçmeye çalıştık ancak yaklaşık yarım saat-45 dakika sonra bizi caddeden aşağı geri püskürttüler. Grup dağıldı ve beşimizi gözaltına aldılar.”

Lisa işçiler ve gençler arasında yükselen toplumsal öfkeyi şöyle anlattı: “Bütün işçiler buna [emeklilik reformuna] karşı. Hükümetin istediğinin işçi sınıfının çıkarına olmadığını biliyoruz. Hepimiz eylemleri büyütmek, büyük bir grev örgütlemek ve inşa etmek istiyoruz.”

İşçilerin Macron hükümetini nasıl yenebileceği konusunda Jonas, “49.3 [emeklilik süresini uzatan kanun maddesi] sadece yangını körükledi. Halk zaten hükümete karşı isyandaydı. Hükümete diz çöktürmenin veya onu değiştirmenin tek yolu siyasi bir hareket inşa etmek. Sadece hükümete karşı değil, patronlara ve büyük şirketlere de karşı. Çünkü bu reformun arkasında asıl onlar var.”

“Gerçek, somut bir gücümüzün olduğunu her yerde işçilere ve gençlere göstermeliyiz. Gençlik, işçileri desteklemek için seferber olmalı, çünkü bu reform bizim için de korkunç. İşçilerin [emeklilik yaşına] iki yıl eklenmesi, emek piyasasının bizim için daha da tıkanması demek.
Şunu da eklemek istiyorum, bu seferberlikte herkes hep birlikte taaruzda ve talepkâr olmalı. Daha düşük enflasyon, daha erken emeklilik, Macron’un son beş yılda elimizden aldığı tüm sosyal kazanımların iadesini ve daha fazlasını talep etmeliyiz.”

On binlerce işçi ve genç, dün akşam Macron’un 49.3 maddesine karşı eylemler yaparken, Fransa’nın önde gelen sendikalarından oluşan birleşik sendika koalisyonu, gelecek perşembe günü için dokuzuncu kez tek günlük ve “izole” bir eylem çağrısında bulundu.

Jonas, sendika bürokrasinin mücadelenin gücünü kırma ve izole etmede oynadığı rol hakkında şunları söyledi: “Önceki haftalarda sekiz kez yapılan tek günlük eylemler iyi bir başlangıçtı, ancak sekiz gün üst üste yapılacak bir eylem bence daha korkutucu olur. Sendikalar, bir yerlerde referandumlar, uzak tarihler önererek hareketi yavaş yavaş kırıyor çünkü ertelenen tarihlerde eylem yapmak herkes için yorucu.
Bunun zamanına işçilerin karar vermesi gerekir, eğer bu birer günlük grevlerden memnun kalmaz ve her gün greve gitmeye karar verirlerse, o zaman biz de her gün gideriz. Şu anda sadece sendika takvimini takip ediyoruz çünkü elimizdeki tek takvim bu.”

Lisa, “İşçi hareketi, sendikaların biraz ötesine geçtiğinde ve işçiler kendi aralarında örgütlendiğinde olacaklardan korktuklarını  düşünüyorum. Nitekim şu anda da işçilerin sendikalar dışında örgütlenmeye başladığını görüyoruz.” diye ekledi.

Polis grevdeki işçilere ve üniversite öğrencilerine saldırırken, Paris’in merkezindeki Lycée Henri IV’teki lise öğrencileri de reformu protesto etmek için okullarını işgal etti. Fransa genelinde başka pek çok lisede de öğrenciler benzer eylemler yaptı. IV. Henri Lisesi’nden eyleme katılan iki öğrenci Étienne ve Julien ile konuştuk.

Étienne, “İşgalimiz bu yasanın zorla geçirilmesini protesto için. Sokakta ve her yerde mücadeleye devam edersek bu reformun kaldırılmasını sağlayabiliriz.”

Étienne reforma neden karşı çıktığını açıkladı: “Tamamen adaletsiz. Büyük iş kolları için sonuçları çok ağır olacak. Şirketlerde yönetici ya da yüksek pozisyonlarda çalışanlardan bahsetmiyorum, işçilerden, inşaat işçilerinden, otobüs şoförlerinden, temizlik işçilerinden bahsediyorum. Onlara ayrılacak para yok demeyi bırakmalıyız. Şirketlere para kazandırmaya devam ediyoruz, hissedarların yaşam kalitesini günbegün daha da arttırıyoruz.
Şimdiye kadar meclisin, tartışmaların işe yaramadığını hepimiz gördük. Bu klasik eylemler, meclisteki tartışmalar, sendikalarla hükümet arasındaki görüşmeler işe yaramazsa işler daha da radikalleşir.”

Étienne ayrıca, reforma karşı Fransa genelinde grevlere katılan işçileri desteklediğini söylerek “Tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey bu. Grevlerin olabildiğince büyümesi gerekiyor. Daha fazla insanla reforma daha güçlü karşı koyulabilir.”

Julien ise hayatı durdurmanın gerekli olduğunu, herkesin ülke genelinde bu çabaya katılması gerektiğini belirtti. “Ancak grevler ve eylemler devam ederse Macron’u ortadan kaldırabiliriz.”

Orijinal metin:

https://www.wsws.org/en/articles/2023/03/18/qutb-m18.html