Trendyol direnişi biziz. – Fatmanur Akbaş

Trendyol Demet Mutlu tarafından 2009 yılının Haziran ayında kuruldu. 300 bin dolar sermayeyle kurulan şirket, 2010 yılında 150 milyon dolar bir sermaye hacmine ulaştı. 2018 yılında ise Trendyol Çin merkezli bir e-ticaret platformu olan Alibaba tarafından 1 milyar 78 milyon dolar karşılığında satın alınmıştır. Son verilere göre, (Ağustos, 2021) Trendyol şirketinin değeri 16.5 milyar dolardır. Şirket, böylelikle Türkiye’den dünyaya açılan ilk ‘’decacorn’’ olmuştur.

Şimdi Trendyol’u gerçek yüzüyle birlikte biraz daha yakından tanıtalım:

5 yıl içinde 8 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşıp THY’den sonra en çok ihracatı yapacağız diyen Trendyol, küçülme bahanesi ve sendikaya üye oldukları gerekçeleriyle Esenyurt depoda çalışan 54 işçiyi yaklaşık 1 ay önce işten attı. 

İşçilerse 28 Ağustos’tan bu yana Esenyurt depo önünde hakları için direniyor. Atılan işçiler geri alınana kadar, taşerona ve 5,5 aylık belirli süreli iş sözleşmelerine son verilene kadar, Trendyol’a sendika girene kadar mücadelelerini sürdürmeye devam edecek. 

Söz konusu belirli süreli iş sözleşmeleri, işçilerin tazminat haklarının oluşmaması ve sendikal örgütlenmenin önünün kesilmesi gibi nitelikler taşıyor. İşçi sınıfının tarihsel kazanımı olan kıdem tazminatının oluşma koşulları fiili olarak engelleniyor, kıdem tazminatı kırmızı çizgimiz diye bağıranlarsa burayı inatla görmüyor. Trendyol işçileri, 5 buçuk aylık sözleşmelerle çalıştırılıp yasadışı bir şekilde işten atıldılar. İşçiler kendilerini kullanıp atılmış hissetmekteler. Bununla birlikte genç işçiler çaresizliğimizden faydalandınız diyorlar. Tüm bu imkân ve olanaklara sahip Trendyol depo işçilerine küçülüyoruz diyerek kapının önüne koyarken milyon dolarlık kârlar açıklıyor, Süper Lige 700 Milyon Liralık sponsor oluyor ve reklamlarına milyon dolarlar harcıyor. Fakat 5 yıl içinde 8 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşmasını sağlayan bu işçileri 5 ayda yok sayabileceğini zanneden Trendyol’un büyük yanılgı içerisinde olduğunu görmekteyiz.

Trendyol neden denetlenmiyor? 

46 Koduyla 25/2’den işten atılan İŞKUR’dan işsizlik maaşı alamayan ve başka bir işe girme hakkı fiili olarak elinden alınan işçiler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından da mağdur ediliyor. İşçiler ahlaksızlık koduyla atılıyor, iş bulamıyor, kiralarını  ödeyemiyorken; patronlar işçilerin talep ettikleri paranın kat be kat fazlasını tatillerde harcayabiliyor.

Her sene yüzlerce kurye arkadaşımız ürün yetiştirmeye çalışırken trafik kazalarında hayatlarını kaybediyor. Depolarda çalışırken kolunu bacağını kırıyor, meslek hastalıklarına yakalanıyor. Peki bu durumda Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığı, yalan beyanda bulunarak işçileri açlığa, sefalete mahkum eden Trendyol’u neden denetlemiyor?

Yasalar ve kanunlar Trendyol için imkân ve olanaklar sağlıyor ilgili kurumlarsa herhangi bir ihlal  durumu tespit etmiyor. Maslak Genel Merkezi önünde oturma eylemine başvuran işçiler, eylemlerinin yasadışı olduğu gerekçesiyle, alanı işgal ettikleri gerekçesiyle polislerce darp edilerek gözaltına alınıyorlar. Trendyol’u kim koruyor? Denetlemeyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koruyor. Sahip olduğu tüm yetkisi, gücü ve araçlarıyla devlet koruyor. İşçileri görmeyen emek düşmanı ana muhalefet koruyor.

İşçilerin hakları, talepleri meşru taleplerdir. Sendika hakkı anayasanın 51.maddesi tarafından korunan 6356 sayılı sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu tarafından korunan bir haktır. Anayasayı tanımayanlar ise o koltukta oturan patronlardır. 16.5 milyar dolar kar açıklayıp işçiyi 13 bin liraya çalıştırıp haklarını aradıklarında, sendikaya üye olduklarında kapının önüne koyup direndiklerinde ise kapıya polis yığan Trendyol suç işlemekte ve anayasayı ihlal etmektedir. 

Örgütlü direnişin etkili ve kuvvetli olduğunun farkında işçiler. Esenyurt havzası Migros direnişiyle daha önce zaferin tadına vardı. Artık oradaki işçileri işten atmayla, ahlaksızlık kodlarıyla, tehditlerle yıldıramayacaksınız, yılmayacaklar. Sömürüye karşı hakları için direnecek, mobbinge, tacize, kötü çalışma koşullarına ve güvencesiz çalışmaya izin vermeyecekler. Her şeyin farkındalar, yaşıyor, görüyor ve biliyorlar.  

Gençlik Mücadelesiyle ve Sınıf Mücadelesinin ortak paydası…

Trendyol depodaki işçilerin neredeyse tamamı bizle yaşıt, hepsini baskıyla, mobingle, tehditlerle sindirmeye çalışan düşmanı tanıyoruz. 12 yaşından beri çalıştırılan Muhammet biziz çünkü memleketin dört bir yanında milyonlarca çocuk işçi var. Umut biziz çünkü memleketin dört bir yanında kazandığı üniversiteye gidemeyen milyonlarca öğrenci var ve bu öğrenciler okullarına gidemeden çalışmak zorunda bırakılıyor. Aydın biziz çünkü birçoğumuz ailemizi karşımıza alıp türlü ekonomik engellerle, ilgilendiğimiz ve yeteneğimizin olduğu alanlarla ilgilenemiyor geçinmek için bazen part time bazen full time çalışarak üniversite okuyoruz. Alparslan biziz çünkü ev kiramızı ödemek için çalışmak zorunda kalıyor, hakkımıza çökmeye çalışanlara karşı biz de birleşiyoruz. Çatı çökmesinden metrelerle kurtulduğumuz için şu an hayatta olduğumuzu biliyor, onun öfkesiyle yaşıyoruz.  

Hepsinin bir hikayesi var, hikayelerimiz benziyor. Tüm gençliği kuşatan bu emek düşmanı sermayedarlar bizi birbirimizden habersiz kılmak, örgütlenmemizin önüne set çekmek istiyor. Korkuyorlar, deponun içerisindeki arkadaşlarımız bir ayağa kalkarsa diye tırsıyorlar. Tüm o çevik saldırıları, influencerlara verilen reklamlar bu nedenlerle gerçekleşiyor. Onların bu göz boyama taktiklerine karşı biz Muhammet’in, Umut’un, Aydın’ın, Cihan’ın, Alpaslan’ın yani hepimizin hikayesini, tüm gerçekliğiyle anlatacağız. Çünkü biz neoliberalizmin sonuna yetişenler, AKP dışında başka hükümet görmeyenler, emek düşmanlarının karşısına dikilenler; başka bir gerçeklik bilmiyoruz!