Barınamıyoruz, geçinemiyoruz, burslarımızı geri alacağız – Nihal Yılmazarslan

12 Aralık 2021’de, Meclis’te Gençlik ve Spor Bakanlığı’na verilecek bütçenin görüşmeleri gerçekleştirildi. Ankara’nın bir ucunda gençliğin yaşam koşullarına, yurtlarına, burslarına dair yönetenler tarafından kararlar alınırken diğer ucunda ise Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden öğrenciler, bütçe için taleplerini dile getirmek amacıyla, “barınamıyoruz, geçinemiyoruz, bizi dinleyeceksiniz” diyerek Ankara’ya gelmek istiyordu. Öğrenciler, Valiliğin “bu etkinlikler uygun görülmemiştir” açıklaması gerekçe gösterilerek Ankara’ya sokulmadı ve darp edilerek gözaltına alındılar. Kızılay’da Yüksel Caddesi’nde ise barınamayan öğrenciler arkadaşlarının sesi oldu ve “insanca yaşamak istiyoruz!” diyerek sokağa çıktı. Kızılay’da da 20 küsur öğrencinin darp edilip ters kelepçelerle gözaltına alınmasıyla birlikte Ankara Emniyeti toplamda 86 kişiyi gözaltına almış oldu.

Barınamıyoruz Hareketi’nin tüm Türkiye çapında ses getiren bu eyleminden iki gün sonra ise Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde öğrenciler, ekonomik krizi konuşmak için bir forum düzenledi. Forum öncesinde okul içine yüzlerce çevik kuvvet ve sivil polis sokulmuştu. Çağrıya kulak veren ve sorunlarını tartışmak isteyen öğrenciler forum saatinde toplandığında polis, forumun “kanunsuz bir eylem” olduğunu söyleyerek öğrencilere saldırdı. Darp edilip yerlerde sürüklenerek 13 öğrenci gözaltına alınırken gözaltına alınamayan öğrenciler biber gazı sıkılarak, kalkanlarla itilerek alandan uzaklaştırılmaya çalışıldı. Sonrasında birçok üniversitede Cebeci öğrencileriyle dayanışma gösteren öğrenciler kendi kampüslerinde yoksulluğa dair forumlar düzenlediler.

Geçtiğimiz haftalarda öğrendik ki gözaltına alınan öğrencilerin KYK’dan aldıkları burslar Valilik ve Emniyet’in talimatı üzerine krediye yani borca çevrilip sonrasında kesilmiş, kredi alan öğrencilerin ise kredileri direkt kesilmiş.

Bu cezalandırma yöntemi herhangi bir hak mücadelesine katılmış olan öğrencilere yabancı değildir. Özellikle Ankara’da sıkı bir şekilde hayata geçirilen açlıkla terbiye etme politikası yıllardır devam etmektedir. Bu muameleyi 2019’da Cebeci’de Las Tesis dans eylemi yapan öğrencilerinin burslarının kesilmesinden, 4 Mart 2020’de ise o öğrencilerin burslarının kesilmesini protesto etmek isteyen sıra arkadaşlarının gözaltına alınıp onların da burslarının kesilmesinden ve Boğaziçi direnişindeki kesintilerden tanıyoruz.

Gözaltına alınan öğrencilerin kredi ve burslarının kesilmesine gerekçe olarak KYK Öğrenim Kredisi Yönetmeliğindeki “Kredi Verilmeyecek Haller” başlığı altındaki 11. maddenin h bendi gösteriliyor. Faşist 80 darbesinin kalıntısı olan bu maddede “…anarşi ve terör olaylarına karışan…” öğrencilere kredi verilmeyeceği belirtiliyor. Yönetmelik maddesi aynı zamanda “öğrenim özgürlüğünü ihlal edici” olabilecek fiiller arasında boykot, resim yapma ve slogan atmayı da sayıyor. Mevzuat her ne kadar bir öğrencinin mücadeleye katılmasını engellemek amacıyla düzenlenmiş olsa da pozitivist bir hukuk kavrayışıyla bakıldığında bile öğrenim kredisini almaya hak kazanmış öğrencilerin kredilerinin kesilmesine zemin oluşturmuyor.

Çoğu üniversite öğrencisinin tek geçim kaynağının KYK kredisi veya bursu olduğunu bilen devlet, bu aracı da gençliği terbiye etmek için kullanıyor. Barınamıyoruz, yoksuluz diyen öğrencileri gözaltına alıp kredilerini kesmek onlar için bir çözüm yolu gibi görünebilir ancak bizler için bunlar hiçbir şey değiştirmiyor. Kredilere yapılan üç kuruşluk zam günden güne erirken bu kredi ile ne barınabiliyoruz ne geçinebiliyoruz ne de karnımızı doyurabiliyoruz. Sadece 2021-2022 öğrenim yılında 658 bin 272 öğrenci bursa değil; KYK kredisine layık görülerek daha 18 yaşındayken on binlerce borç altına sokuldu. Karnımızı bile doyuramadığımız 850 liralık parayı kabul etmediğimizi ve insanca yaşamak istediğimizi söylediğimizde devlet bize bu borcu bile çok görüyor. Ancak bizim birbirimizden başka hiçkimseye ihtiyacımız olmadığını unutuyorlar, onlara muhtaç olduğumuzu sanıyorlar. Varsın sansınlar, aç çocukların öfkesi altında ezildiklerinde bizi anlayacaklardır. Barınamıyoruz diyerek çıktığımız bu yolda “Geçinemiyoruz, bizi dinleyeceksiniz, insanca yaşamak istiyoruz” diyerek yürümeye devam ediyoruz.

Bursu kesilen öğrencilerle dayanışmak isteyenler Barınamıyoruz Hareketi ile iletişime geçebilir.

* Bu yazı şurada yayınlandı: