Barış Anlaşması ve Yeni Anayasa’ya karşı Sosyal Birim’in açıklaması

Şili’de 18 Ekim’de ulaşıma yapılan zamlardan sonra öğrencilerin başlattığı protestolarla başlayan halk direnişi her geçen gün Hükümet’in tüm saldırılarına karşı büyüyürek devam ediyor. Bir aydan fazla süredir süren direnişte halk “Kurucu Meclis ve Yeni Anayasa” talep ediyor. 30’dan fazla kişinin devlet tarafından katledildiği direniş devlet şiddetine rağmen büyümeye devam ederken Devlet Başkanı Sebastián Piñera bu taleplere ilişkin bir anlaşma duyurmuştu. Bu anlaşmaya ilişkin Sosyal Birim’in 16 Kasım 2019 tarihli açıklamasını sizin için çevirdik:

Şili’de sosyal örgütler, sendikalar, insan hakları, çevre örgütleri, yerli halk, yerleşimciler, göçmenler, sağlık örgütleri, engelliler, feministler, üniversite ve orta öğretim öğrencileri, öğretmenler ve akademisyenler dahil olmak üzere 200’den fazla örgütü bir araya getiren bir Sosyal Birim olarak, “Yeni Anayasa’ya ve Barış Anlaşması’na” karşı reddimizi belirtmek istiyoruz. Siyasi partiler arasında gerçekleşen bu ani anlaşma mücadele yürüten bizlerin katılımı olmadan yapılmıştır, dolayısıyla meşru değildir. İnsan Hakları’na uygun olmayan ve kelimenin tam anlamıyla İnsan Hakları’nı bastıran bir anlaşmadır. Bu anlaşma dört duvar arasında ve sosyal hareketlerin arkasından gizlice yapıldı.

Bu anlaşmayı reddetmemizin nedeni anlaşmayı yapanların belirli mekanizmalarını kesin olarak reddetmemizdir: “1) İçinde azınlıkları veto eden yüksek bir nisap barındırması. 2) Reşit olmayan (18 yaş altı) kişileri ayırması. 3) Çokuluslu ve cinsiyet eşitliği katılım mekanizmasını barındırmaması. 4) Mevcut siyasi ve sosyal krizden sorumlu olan tüm siyasi partilerin temsiliyetini güçlendiren, onlar için işlevsel bir seçim mekanizması kurması.”

Kurucu Meclis’in enine bir gereklilik olduğu halkın mücadelesi ile anlaşılabilir. Halkın bu ilerlemesi, Diktatörlük ile başlayan ve son 30 yıl boyunca sağ kanat hükümetler tarafından uygulanan neoliberal modelden kopma anlamına geliyor. Şu anda “Çok Uluslu ve Ortak bir Kurucu Meclis” yolunda geri dönülmez bir şekilde yürümemiz gerekiyor.

Hükümet, silahlı kuvvetler ve polisler tarafından uygulanan insanlara yönelik yasal olmayan ve cezasız bir şekilde kalan fiziksel ve psikolojik saldırılar hakkında derhal yargılanması gereken siyasi sorumluluklara sahiptir. Bir “Doğruluk ve Adalet Komisyonu” kurulması ve sosyal hareketleri, sosyal savaşçıları etkileyen tüm suç ve baskı politikalarının derhal durdurulması talebi şu anda en büyük öneme sahiptir. Cezasızlık üzerine hiçbir demokrasi kurulamaz.

Baskı ve devlet terörüne rağmen tüm ülkede Belediye Meclisleri, Bölgesel Meclisler ve demokratik olarak dönüşüm önerilerimizi gösteren forumlar kullanılarak yeni bir toplum için oluşturulmuş, eşi benzeri görülmemiş bir müzakere süreci vardı.

Ortaya çıkan sebeplerden dolayı, tüm sosyal haklar, yaşamın hakkının güvenceye alınması, sosyal ve çevresel krize karşı tüm insanları gerçek bir “Çokuluslu ve Ortak bir Kurucu Meclis’ gündemini yaratmak için harekete geçmeye çağırıyoruz. Ayrıca, eş zamanlı olarak, örneğin TPP11, Sosyal Entegrasyon Yasası ve Ley de Sala Cuna Universal (Kreş Evrensel Kanunu, çocuklar için kreş hakkı) gibi projelerden kurtulan yürütme komitesinin dayattığı neoliberal yasama gündemini durdurma çağrısında bulunuyoruz.

Bu yüzden önümüzdeki günlerde insanları ve sosyal örgütleri Yeni Genel Grev ve Protesto günü için çağıracağız. Aynı şekilde, Çokuluslu Bir Kurucu Meclis ve sosyal hareketlerin oluşturduğu bir dönüşüm programını oluşturma teklifini sunacağız.

Çeviri: Eylül Tarım
Orijinal: https://twitter.com/UnidadSocialCh/status/1195766397072228360